İslam düşüncesindeki yorum farklılıklarının sistematik bir biçimde şekillenmesi mezhepleri doğurmuştur. Mezhep kelimesi sözlükte görüş, tutum, fikir, takip edilen ve gidilen yol anlamında kullanılır. Terim olarak ise mezhep, kendi içinde tutarlı bir metot ve düşünce sistemine sahip olup belli fikir ve şahıslar etrafında oluşan hareketlerdir. İslam düşüncesinde mezhepler siyasi-itikadi ve amelî fıkhi olmak üzere ikiye ayrılır. İtikadi mezhepler dinin inanç alanıyla ilgili konular üzerinde yoğunlaşırken amelî mezhepler dinin uygulama alanıyla ilgili konuları ele alır. Fikir ve düşünce özgürlüğünü benimseyerek akla önem veren İslam düşüncesinde farklı yorum ve mezheplerin ortaya çıkması doğal bir durumdur.
FIKIH OKULLARI
Erken dönemlerde değişik İslam şehirlerinde, bu şehirlerin adıyla anılan fıkıh okulları bulunmaktaydı. Şam (Evzaiyye), Kufe, Basra, Medine okulları bunlardan bazılarıdır. Daha sonra Irak okulu Hanefi, Medine okulu ise Maliki mezhepleri olarak konsolide olmuş, Şafii, Hanbeli, Zahiri ve Ceriri mezhepleri daha sonra ortaya çıkmışlardır. Daha sonra İnanç etrafında yapılan tartışmalarla inanç (itikad) mezhepleri de ortaya çıkmıştır.
İTİKADİ MEZHEPLER
Sünniler günümüzde inanç açısından Maturidilik ve Eşarilik, fıkhi açıdan da Hanefi, Şafii, Maliki ve Hanbelî mezheplerine bağlıdırlar. Bu dört mezhepten ilki olan Hanefi mezhebi itikad olarak Maturidiliğe diğer üç mezhep ise Eşariliğe bağlıdırlar. Bu mezhepler dışında, Sünnilik'te olan icma-i ümmete, kıyasa ve re'ye başvurulmasını kabul etmeyen, her sorunun çözümünü yalnızca Kur'an'da, Sünnette, sahabe ve tabiunun görüş ve uygulamalarında arayan bir grup daha vardır. Bunlar; Selefiyye veya Selefiyyun (geçmişe bağlılar) olarak anılır. Bu düşünceye bağlı olanlar ortaya çıkan yeni sorunlara çözüm bulmakta yetersiz kaldıkları için fazla yandaş kazanamamışlardır. Hanbelî mezhebi, Selefiyye anlayışına en yakın Sünni mezhep olarak tanınır.
Şiîlerin günümüzde bağlı olduğu en büyük fırka ise İmamiyye (Caferiyye) dir. Bunun dışında sayıları az olmakla birlikte Zeydiyye ve İsmailîyye fırkaları da günümüze ulaşmıştır.
Haricilerin ise günümüze ulaşmış olan tek fırkası İbadiyyedir.